Avrupa Birliği Yeni Başkanlarını Seçti

LinkedIn

 

Avrupa Birliği Yeni Başkanlarını Seçti

Emre Kürşat Kaya, EDAM, Araştırmacı

Avrupa Birliği (AB) üyesi ülkelerin liderlerinin 3 gün süren Brüksel kampları sona erdi. AB’nin en önemli kurumlarının başına geçecek isimlerinin belirlendiği bu üç gün boyunca birçok isim ve plan derinlemesine tartışıldı. Ve nihayetinde Avrupa Konseyi tarafından kabul edilen tasarı üç günlük sürecin son saatlerinde şekillendi.
Avrupalı liderler 2014’te belirlenen Spitzenkandidat – Çatı Aday sistemi; yani Avrupa Parlamentosu (AP) seçimlerinde en çok oyu alan partinin baş adayının Komisyon Başkanı seçilmesi sistemi üzerinde anlaşamadı. Bu sisteme göre seçilmesi gereken muhafazakar Alman aday Manfred Weber, sürecin başından itibaren çoğu lider tarafından başkanlık görevine uygun bulunmadı. Diğer Spitzenkandidat’lar da reddedilince, Avrupa Konseyi yeni isimlerden oluşan bir şemayı kabul etti.
Bu belirlenen isimlerin resmen göreve başlamaları için, Avrupa Parlamentosundan güven oyu almaları gerekmekte. Buna karşın, bu aşamada seçilen isimlerin sorunsuz kabulü oldukça zor. AB Parlamenterleri arasında, bu kritik sürecin dışında bırakıldıkları ve geçen ay gerçekleşen AP seçimlerinde ortaya çıkan sonuçlara saygı duyulmadığı görüşü oldukça yaygın. Bu algının güven oyuna nasıl yansıyacağını kestirmek henüz mümkün değil. Ama dün yapılan Parlamento Başkanlığı seçiminde Avrupa Konseyinin işaret ettiği gibi bir sosyalist adayın seçilmesi, sancılı olsa da tüm adayların güven oyu alabilme ihtimalinin olduğunu gösteriyor.

Söz konusu görevlerden kısaca bahsetmek gerekirse; Avrupa Komisyonu Başkanı, 5 yıl süreyle görev yapar. AB yasalarını öneren Komisyonun başında yer alarak rekabet ve ticaret gibi birçok kritik konuda karar alma yetkisine haizdir. Buna ek olarak, uluslararası ticaret anlaşmalarında AB ülkelerinin tamamını temsil eder.
Avrupa Konseyi Başkanı; AB devlet başkanlarının oluşturduğu Avrupa Konseyi zirvelerine başkanlık eder ve AB’yi uluslararası zirvelerde temsil eder.
AB Yüksek Temsilcisi aynı zamanda AB Komisyon Başkan Yardımcısı görevini üstlenir. Hem Komisyon hem de Konsey toplantılarına yer alır. Yüksek temsilcinin ana görevi AB’nin görüşlerini ve çıkarlarını Avrupa dışında dile getirmek ve gerekli yerlerde arabuluculuk görevi üstlenmektir.
Avrupa Merkez Bankası Başkanı, politik kurumlardan özerk olan Avrupa Merkez Bankasının, yani Euro bölgesinin para politikalarını yönetmekle görevlidir.
Avrupa Parlamentosu Başkanı, 2,5 yıllık görev süresince Parlamento oturumlarını yönetir ve yetkileri her dönem artan AP’nin diğer AB kurumları ile olan ilişkilerini yürütür.

  • Avrupa Komisyonu Başkanı: Ursula von der Leyen, Almanya Savunma Bakanı, Muhafazakar
    Alman Savunma Bakanının Konsey tarafından seçilmesi Brüksel’de büyük bir sürpriz olsa da aslında kendisi Avrupalı liderlerin aradığı birçok özelliğe sahip. Öncelikle Avrupalı bir federalist olmasının yanında ülkesinde de yüksek makamlarda bulundu. AB çatısı altında hayata geçirilen birçok savunma ve güvenlik projelerinin önemli destekçilerindendi. Von der Leyen, Almanya Savunma Bakanı olarak, ülkesinin silahlı kuvvetlerinde başlattığı reformlarla da dikkat çekiyor. Bunun yanı sıra, von der Leyen’in Şansölye Merkel’e yakınlığı ve akıcı Fransızca konuşuyor olması hem ülkesinin hem de Fransa’nın desteğini almasına yardımcı oldu. Bunun ötesinde Von der Leyen, Batı Avrupa ülkelerinin yanı sıra, mevcut tüm Spitzenkandidat adaylarına karşı olan Doğu Avrupa ülkelerinin de onayını alarak seçildi. Devlet başkanlarının desteğine karşın, von der Leyen’in Brüksel tecrübesinin kısıtlı olmasının kendisi için önemli bir dezavantaj olması beklenmekte.
  • Avrupa Konseyi Başkanı: Charles Michel, Belçika Başbakanı, Liberal
    Avrupa Konseyi Başkanı seçilen Charles Michel, Aralık 2018’de Belçika Başbakanlığından güvenoyu alamadığı için istifa etti. Mayıs ayında yapılan seçimlerde hükümet kurulamadığı için halen geçici Başbakanlık görevini sürdürmekte. Michel, Fransız Başkan Macron ve Hollandalı Başbakan Rutte ile birlikte AB’deki liberal akımı temsil etmekte ve Parlamentoda yeni oluşan liberal Renew Europe partisinin üyesi. İki kademeli Avrupa (two-tier Europe) fikrinin savunucularından olması, önümüzdeki yıllarda bu konunun daha aktif bir şekilde konuşulabileceğini gösteriyor.
  • AB Yüksek Temsilcisi: Josep Borrell, İspanya Dışişleri Bakanı, Sosyalist
    İspanyol Dışişleri Bakanı Brüksel’e aşina isimlerden biri; 2004-2007 yılları arasında Avrupa Parlamentosu Başkanlığı görevini üstlenmişti. Borrell’i çok önemli dış politika ajandaları beklemekte. Görevi devralacağı Frederica Mogherini kadar geniş bir konu yelpazesinde çalışmayacağı öngörülmekte. Kendisinin Brüksel’deki tecrübesine de dayanarak Avrupa Dış İlişkiler Servisinin işleyişinde değişiklikler yapabileceğinden söz edilmekte. AB dış politikasında Borrell’i en çok zorlayacak konunun Kosova olması bekleniyor. Katalan asıllı politikacı, bölgesinin bağımsızlık kazanmasına karşı çıkıyor ve bu doğrultuda ülkesinin Kosova’yı tanımama politikasını destekliyor. AB Yüksek Temsilcisi Kosova-Sırbistan arasındaki müzakerelerde arabuluculuk rolü üstleniyor.
  • Avrupa Merkez Bankası Başkanı: Christine Lagarde, Fransız, IMF Başkanı
    IMF Başkanı Lagarde dünya politikasında çok tanınan bir isim. IMF’nin ilk kadın başkanı, Avrupa Merkez Bankasının da ilk kadın başkanı olacak. Sarkozy kabinesinde Fransız ekonomi bakanı olarak görev alan Lagarde, o dönemde Dünya’nın en etkili ekonomi bakanı seçilmişti. Lagarde’nın göreve gelişinin Avrupa Merkez Bankasında köklü değişiklilere yol açacağı düşünülmüyor. Fransız başkanın en büyük artısı olan popüler kimliğinin, yeni görevinde kendisine Almanya ve Hollanda gibi ülkelere baskı yapmakta yardımcı olması öngörülüyor. Bununla beraber, hukuk eğitimi alan Largarde’nın para politikasında, yerine geçeceği Draghi’nin aksine, Eurozone ülkelerinin merkez bankası başkanlarına daha fazla söz hakkı vermesi olası gözüküyor.
  • Avrupa Parlamentosu Başkanı: David Sassoli, İtalyan Parlamenter, Sosyalist
    Adaylığını son ana kadar açıklamayan İtalyan Parlamenter, ülkesi dışında pek tanınan bir figür değil. Politikaya atılmadan önce televizyon yorumculuğu yapan Sassoli, son seçimlerde hem İtalya hem de Avrupa Parlamentosunda güç kaybeden sosyalistler grubuna üye. Bir önceki dönemde Avrupa Parlamentosu Başkan Yardımcılığı rolünü üstlenmişti.